RÜZGAR ENERJİ SİSTEMLERİ
RÜZGAR ENERJİSİ İLE ELEKTRİK ÜRETİMİ
Rüzgar enerjisinin kaynağı rüzgardir. Rüzgar enerjisi yeryüzündeki düzensizliklerden ve güneşin atmosferi farklı ısıtmasından oluşur. Dünyaya ulaşan güneş enerjisinin sadece küçük bir bölümü rüzgar enerjisine çevrilmesine rağmen toplam miktar son derece büyüktür. Rüzgar enerjisi, bir çok bölgelerde ortalama güneş enerjisi yoğunluğuna eşit veya fazla olabilecek bir yoğunlukta doğal olarak oluşabilir.
Topografyanın rüzgar rejimi yönünden önemli bir etken olması, rüzgar enerjisi açısından bir dezavantaj olduğu kadar aynı zamanda avantajdır. Rüzgar enerjisinin yoğun olduğu bölgelerde birden fazla rüzgar enerjisi sistemi kurularak enerji üretim merkezlerinin oluşturulması mümkündür.
Rüzgar, kinetik enerjisi nedeniyle doğal bir potansiyele sahiptir. Buna rüzgar enerjisi doğal potansiyeli denir. Bunun bilinen fiziksel kanunlar ve eldeki teknolojik imkanlar dahilinde enerjiye çevrilebilen miktarına rüzgar enerjisi teknik potansiyeli ve bu potansiyelin diğer enerji kaynaklarına göre ekonomik olarak kullanılabilen kısmına ise rüzgar enerjisi ekonomik potansiyeli adı verilir.
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu göz önüne alındığında, özellikle deniz kenarında, tepelerde ve denize açılan vadilerin bazılarında çeşitli tiplerde ve küçük güçteki aerojeneratörlerin enerji amacıyla kullanılması mümkündür.
Türkiye’nin sahip olduğu büyük güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli uzun süredir biliniyor olsa da, ülkedeki düşük tarife garantisi, uzun süren lisans edinme prosedürleri ve hükümetin güneş enerjisinde uyguladığı 600MW’lik sınırlama, marketin büyümesinin önündeki en büyük engelleri oluşturuyordu. 3 Aralık 2010 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak, yürürlüğe giren, genelgeye göre de 1000 kW’ya kadar rüzgar türbinleri, Türkiye Elektrik Şebekesine bağlanabilmekte, ürettiği elektriğin fazlasını dağıtım şirketine satabilmektedir. Ödeme ve mahsuplaşma her ay yapılmaktadır.